5 Ocak 2010 Salı

Kıskandım

Dün klasik bir holywood filmi izledik. “Marley and me”. İşte öle bir film ama asıl mevzu o filmin insanda uyandırdığı kıskançlık hissi. Gerçekten çok sinir bozucu ya. Genç ve evli bir çiftimiz var. İkisi de gazeteci. Mükemmel bir evde yaşıyorlar. En küçük evleri bile bahçeli falan süper. Bir köpekleri var ve filmin sonuna kadar 3 çocukları oluyor. Ve işin tuhaf tarafı tüm şartlarına rağmen aslında bunun hiç de kolay bir hayat olmadığı fikri var. Yani sizinki de kolay değilse biz ölelim madem.
İş saatleri gayet esnek. Kadın 2.çocuğu olacağını öğrendiğinde işi bırakabiliyor mesela. Ohh ne ala.
Ya bir de bizim hiçbir zaman öyle evlerimiz ve öyle bir hayatımız olmayacak ya. Ama mevzu oradaki lüks değil, gerçekten. Mevzuu bahçeli bir eve sahip olabilmenin burada nasıl bir lüks olduğu.
Tabi bir yandan da izlerken bir köpeğe sahip olmanın nasıl bir zorluk olduğunu da daha çok anlıyor insan. Hiç kolay bir şey değil ya. Hayatını ona göre organize etmen lazım. Uff yani bence çok zor. Ben kendi hayatımda daha kendime yeterli yeri açamıyorum. Kaldı ki köpekle o derece ilgilenicem falan. Uff çok zor iş ya. He ama güzel mi, güzel. Mesela dün filmin sonunda köpek öldü ben de başladım ağlamaya.  Çok üzücüydü ama.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder