6 Mayıs 2010 Perşembe

Anneler ve Kızları

Hayır bu bir "anneler günü de yaklaştı" yazısı değil. Bu içinde bulunulan durum. Bu nerdeyse tüm anne ve kızların, tahmini içinde bulunduğu durumun bir dile gelişi.

Nerden başlasam? Nasıl anlatsam? Bilmiyorum aslında. Nasıl bir şey olduğunu gerçekten tam olarak bilmiyorum ama tuhaf bir ilişki bu. Çok seversin hani. Herşeyden çok, çoğu zaman. Ama sanki kızlar ve anneler farklıdır. Baksanızıa yazamıyorum bile. Mesela erkekler ve annelerinin ilişkileri hep başka türlüdür. Ya çok üzenleri vardır ya da sonsuz bir anlayış yumağıdırlar birbirlerine karşı.

Kızlarla tuhaf bir gerginlik vardır. Daha çok tartışılır anneyle. Seni tanısın anlasın istersin. Ama bir yandan da öyle sen çok çaba sarfetme bunun için o anlasın istersin. O da senin için mi aynı şeyi düşünür bilmem. Sen eleştirmeye gör alınır, kırılır, her şeyi en iyi sen biliyorsun kızım der, dağıtır herşeyi. Bu değildir ki senin istediğin başka bir şeydir. Büyüdükçe kavgalar edilmese de kadınca hisler artar ve laflar ve tripler daha can yakıcı hale gelir. Bazen üzersin onu bile bile, gözünün içine baka baka. Sonra bin pişman olursun, yataklar küçülür sığamaz, yorganlar büyür ayağına dolanır uyuyamazsın.

Hep daha iyisi olsun, onunla hep çocukluktaki gibi ol, elinden tut yürüken o sonsuz huzurla. Yıllar sonra sevdiğin adamın elinden tutarken hissettiğin o şeye benzer tek duygunun annenin elleri olduğunu anımsa, hüzünlen.

Haykırmak iste "seni seviyorum" diye. Ama olmasın, olamasın. Nedenini de hiç bir zaman tam olarak bileme. Neden tekrar o küçük kız olamıyorum diye düşün. Neden büyümek bu kadar acı veriyor bazen diye düşün. Sonra bir gün benimde bir küçük kızım olursa diye düşün. O da mı büyüyecek diye düşün. Düşün, düşün...

Belki de kızlar korkar, annelerinin kaderinde kendi kaderlerinin yansımasından. Belki aynaların kaderi yansıtmaması için duacıdırlar. Neyin hıncıdır içimizdeki bu enerji? Ya da sadece benimki...Bilmem. Bilemem.

Sevgidir yine de esas olan. Hep seversin onu, hep sever o seni. Sonsuza kadar...İkimizde toprak olana kadar. Belki topraktan da ötesi vardır, kimbilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder